Vudvik ve Kolibrik, Akdeniz’in muhteşem ormanlarından birinde, küçük bir derenin yakınlarına kök salmış yaşlı bir meşe ağacında yaşayan iki küçük kuş kardeştir. Vudvik, genç yaşına rağmen şarkı söylemek konusunda inanılmaz maharetlidir ve bu yeteneği çok geçmeden ona büyük bir şöhret kazandırır. Artık herkes tarafından pohpohlanan, kariyer basamaklarını hızla tırmanan, hep daha çok beğenilmek için yanıp tutuşan bir kuştur. Kolibrik ise herhangi bir yönüyle öne çıkmayan, çekingen, kendi halinde, iddiasız bir kuştur. Günlerini yaşlı meşenin dallarında ondan hikayeler dinleyerek, sakladığı palamutları bulması için Vudvik’e bilmeceler hazırlayarak, sırf hoşuna gittiği için bestelediği bir melodiyi deredeki kurbağalarla mırıldanıp durarak geçirir. Vudvik’in önlenemez yükselişinden hoşnut değildir; çünkü bu şatafatlı dünyanın bir parçası olmakta zorlanmaktadır. Artık kardeşiyle arasına bir mesafe girmiş, palamutlar saklandıkları yerden çıkmaz olmuşlardır. Vudvik ve Kolibrik, beklenmedik bir olayın ardından, hem kendilerine hem de birbirlerine giden yollar hayli kapanmışken, gizemli bir çağrıya kulak verme cesareti göstereceklerdir. Bu sayede etraftaki ışıklar söndüğünde içlerindeki ateşle ne yapacaklarına karar verecek; kuşların dünyasından ibaret olmayan başka dünyaları keşfedecek; birleşen, ayrılan, çatallanan ve birbirine dolanan yolların tıpkı yeraltındaki mantar ağları gibi nihayetinde herkesi ve her şeyi bir arada tuttuğunu ama bu bir aradalıkta herkesin ve her şeyin yine de biricikliğini koruduğunu anlayacaklardır.